Türkiye’nin tarım ve turizm merkezleri arasında ilk sıralarda yer alan Mersin’de iki mevsim birden yaşanıyor. Sıfır rakımda yazla birlikte sıcaklık 36 derecelere yükselirken, 1,5 saatlik mesafedeki 2 bin rakım üzerindeki yaylalarda 10 dereceler de olan sıcaklık bahar havasını yaşatıyor. Özellikle dünya birincisi balında üretildiği ve arıcıların tercih ettiği Eğriçayır Yaylası ise doyumsuz bir görüntü sunuyor. Kar sularının oluşturduğu kıvrım kıvrım menderesler ile rengarenk açan çeşit çeşit çiçekler ise ziyaretçilerine muhteşem bir görüntü sunuyor. Yerli ve yabancı ziyaretçilerinde de zaman zaman geldiği yayla havası ise ayrı bir huzur veriyor.
‘Çiçekler ve bitki florası şahane’
10 yıldır İstanbul’da yaşayan İtalyan asıllı Anna Kemer, “Burası Eğriçayır bölgesi, ilk defa geldik. Doğa çok güzel, hava da çok temiz, mükemmel bir yer. İstanbul’dan ilk defa Mersin’e geldik, hava bambaşka, harika bir yer” dedi. 1,5 saatlik yolculukla bölgeye ulaştıklarını anımsatan Burcu Kölemanoğlu ise “Çok güzel bir doğası var. Hiç 1.5 saat yol gidip böyle bir yere varacağımızı tahmin etmiyorduk. Biraz soğuk ama gerçekten değer. Metropolde yaşayıp böyle yerlere gelip şehirden uzaklaşmak çok iyi hissettiriyor. Şimdi masalarımızı atıp, oturup keyif yapacağız. Şu anda sanki mart havası varmış gibi hissediyoruz, çiçekler bitki florası şahane” diye konuştu.
Muhteşem bir atmosfere geldiklerini aktaran Zeycan Yazar da, “İstanbul’un kalabalıklığından, yoğunluğundan sonra bu açık hava inanılmaz, atmosfer inanılmaz. Gerçekten tertemiz bir havası var. Memleketimin her köşesi güzel. Ben bunu gördükçe, gezdikçe anlıyorum” şeklinde konuştu.
Toroslardan gelen su Akdeniz ile buluşuyor
Bölgede arıcılıkla uğraşan Celal Çay, “Eğriçayır Yaylası’ndayız. Eğriçayır Yaylası Erdemli-Silifke sınırında Toros dağlarının en yüksek noktalarından biri. Rakım burada 2 bin 500 metreyi buluyor. O yüzden doğada hiçbir ağaç yok. Sadece kır bitkileri, kır çiçekleri ve çayırlar var. Bahar geldi, burada kar suları eridi. Bu güzelim doğadan çıkan su Akdeniz’e kadar gidiyor, Limonlu Çayı aracılığıyla Akdeniz ile buluşuyor” ifadelerini kullandı.
Daha Fazlası
Adıyaman’ın Kalbinde: Karakuş Tepesi ve Cendere Köprüsü’nün Tarihi Anlamı
Kültürel mirasa evrensel koruma